Tüp Bebek ve Stres İlişkisi

Tüp bebek başarısı ile stres ilişkisini irdeleyen çalışma ve haberleri izlediğimizde, birbiri ile çelişen bilgilere rastlamak olası. Şubat 2011 döneminde, İngiliz tıp dergisi British Medical Journal’ da yayımlanan bir yayında; stresin tüp bebek tedavisinde gebelik oranlarına bir etkisi olmadığından bahsedilirken, Mayıs ayındaki başka bir yazıda, tüp bebek hastalarına uygulanacak stres azaltıcı yöntemlerin, gebelik oranlarını anlamlı oranda arttırdığı savunulmaktadır. Bu durumda bu düşüncelerin hangisine inanmalıyız ?

Yine British Medical Journal’ da bu konuyu irdeleyen 14 değişik çalışmanın birlikte değerlendirildiği Kanada kökenli bir meta-analizde; stres düzeyi ile gebelik oranları arasında bir ilişki saptanmamıştır.

Peki bunun anlamı nedir dersiniz ?

Stres ile tüp bebek başarısı arasındaki ilişki oldukça kompleks bir yapı gösterir. Adı geçen çalışmaların ortak değerlendirildiği bu çalışma daha yakın incelendiğinde, çalışmalarda saptanan sonuçların stres düzeyinin ne zaman ölçüldüğü ile çok yakından ilgisi olduğu görülmektedir. Bu 14 çalışmanın bazısında anksiyete skorunu ölçen ölçek, hastalara tüp bebek tedavisine başlanmasından üç ay önce uygulanırken, bazılarında tedaviden birkaç hafta önce, bazılarında da tedavi sırasında uygulanmıştır. Bu durum sonuçların yorumlanmasını değiştirmiş olabilir.

Yeni yapılmış başka bir çalışmada; kişilerin tedaviye iyimser duygularla başlamaya eğilimli oldukları, tedavinin ilerlemesi ile stresin arttığı ve gebelik testi öncesi günlerde en üst düzeye çıktığı gözlemlenmiştir. Stres düzeyinin ölçüm zamanı, 2011 Amerikan Üreme Tıbbı Derneği-ASRM’ nin yıllık toplantısında da çok tartışıldı. Bu toplantıda sunulan bir çalışma oldukça ilginçti. Bu çalışmada ilk tedavi siklusuna alınacak 143 tüp bebek hastasının tedavi başında ve tedavi süresince her gün psikolojik durum bilgileri toplanmış. Ayrıca hasta grubunun yarısı rastgele seçimle çalışma grubu (tedavide olabilecekler hakkında bilgilendirme eğitimine alınan grup) olarak belirlenmiş. Çalışmada; tedavi başlangıcında en fazla stres skoru olan kadınlarda, en yüksek gebelik oranları saptanmış. Ama bu grup daha yakından incelendiğinde, özellikle gebe kalanların tedavi başlangıcında yüksek düzeyde olan streslerinin tedavi süresi ilerledikçe azaldığı gözlemlenmiş. En yüksek gebelik oranı olan kadınların yüksek stres düzeyleri yanında, çalışma grubu içinde olduğu yani durum hakkında eğitim alan gruptan olduğu belirlenmiş. Bu şu anlama geliyor. İleride olacaklara yönelik stres duyma; ancak bu durumla daha iyi nasıl baş edileceği konusuna kafa yorma, eğitim alma ve öğrenme, böylece tedavi süresince daha az anksiyete ve depressif duygular hissetme, tedavi sonucu açısından yararlı işlev görmektedir. Bu çalışmanın gösterdiği asıl bilgi; stresin dalgalanmalar gösterdiği, tedavi öncesi hissedildiğinde yararlı olabilirken, tedavi sırasında olması sonucu olumsuz etkileyebilmektedir.

Bu hipotez üreme tıbbının en önemli dergisi Fertility and Sterility’ nin Haziran 2011 sayısında basılmış bir çalışmada da desteklenmektedir. Bu çalışmada, yine rastgele seçilen ve tüp bebek tedavisi öncesi eğitime katılan-çalışma grubuyla, tüp bebek tedavisine direkt alınan kontrol grubundaki gebelik oranlarının karşılaştırılması yapılmış. Gerçi, çalışma grubunun çoğu ilk tedavi denemelerine bu konuda eğitim programına katılmadan alınmışlar. Bu eğitimin en az yarısını almışların gruptaki oranı ilk deneme öncesi sadece % 9’ imiş. İlk tedavi denemesinde her iki gruptaki gebelik oranı % 43’ olarak gerçekleşmiş. Çalışma grubunun % 76’ sı eğitimin en az yarısına ilk deneme sonrası katılmış ve bu gruptaki 2. denemedeki gebelik oranı % 52’ ye yükselmiş. Bu oran eğitim almamış kontrol grubunda ise sadece % 20 imiş.

Yeni tarihli tüm bu çalışmalardan çıkarılacak mesaj nedir? Tüp bebek tedavisi, kesinliklerin olmadığı ve subjektif birçok durumun önemli olabileceği bir pratiktir. Çok olumlu ve sorunsuz seyreden bir tedavi denemesinde gebelik elde edilemezken, tersine tüm tedavi boyunca birçok olumsuzluğun yaşandığı bir hasta, sağlıklı bir çocuk doğurabilmektedir. Bu durumu stres ve tüp bebek tedavisi ilişkisine uyarlarsak; tedavi süresince rahat olunduğunda gebe kalınacağı, tersine stresli olunduğunda kalınamayacağını söylemek yanlıştır. O zaman bu konuda ne söylemek daha doğru olacaktır: Deneme öncesi stresli olmak gebelik oranlarına olumsuz etki etmez gibi görünürken, tedavi sırasındaki stresin, düşük gebelik oranlarına neden olabileceği söylenebilir. Tedavi öncesi veya sırasında, rahatlama ve stres yönetimini sağlayan yaklaşımların, gebelik oranlarını arttırdığını gösteren birçok çalışmanın olması da bu bilgiyi desteklemektedir.

O zaman tüp bebek yaptıracak hastalarımızın bu konuda ne yapmaları gerekiyor?

Tedavi sırasında gereksinim ve isteklerinin ne olduğu konusunda düşünmeliler. Streslerini neyin tetiklediğini belirlemeleri, geçmişte bu durumlarda kendilerini sakinleştiren ortam ve kişileri anımsamaları ve onları yaşamlarına katmaları mutlaka stresi yönetmede yardımcı olacaktır. Bu süreçte biz doktorlar ve ekibimizdeki profesyonel psikologlarımızın gereken desteği sağlayacaklarını da hiçbir zaman unutmamalılar.

Yorum yaz